2 vatandaşımızın hayatını kaybettiği ve 21 vatandaşımızın yaralandığı olayların “hatalar zinciri” şeklinde gerçekleştiğini aktaran Yavuzyılmaz, heyelan yaşanan tepenin üstünde bulunan istinat duvarının yanlış şekilde inşa edildiğini, duvarda su tahliye sisteminin bulunmadığını, duvarın temel betonunun zayıf ve zemine kazık çakılmadan yapıldığını bu nedenle de biriken suya dayanamayarak parçalandığını ifade etti.
Mahalle halkıyla yaptığı görüşmelerden edindiği bilgilere göre, heyelanda hayatını kaybedenlerden Sait Çakar’ın, olaydan 15 gün önce heyelan tehlikesi konusunda yetkilileri uyardığını ve yardım istediğini, ancak bölgede gerekli tedbirlerin alınmadığını söyleyen Genel Başkan Yardımcısı, olaydaki ihmal iddialarına dikkat çekti.
Kurtarma operasyonun doğru yönetilmemesi nedeniyle ikinci bir facianın kıyısından dönüldüğünü ve arama kurtarma ekiplerinin hayatlarının büyük bir tehlikeye sokulduğunu belirten Milletvekili; yine ekiplerin üstün gayreti sayesinde facianın büyümesinin önüne geçildiğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Dün akşam, merkez ilçemize bağlı Asma Mahallesinde hepimizi derinden üzen facialar yaşandı. Dün gece ve bu sabah yaptığımız detaylı incelemelerde, 2 vatandaşımızın hayatını kaybettiği ve 21 vatandaşımızın yaralandığı olayların ne yazık ki hatalar zinciri şeklinde gerçekleştiği anlaşılmakta.
Öncelikle, heyelan yaşanan tepenin üstünde yapımı devam eden mahalle yolunun istinat duvarının hatalı tekniklerle, eksik olarak inşa edildiği anlaşılıyor. İstinat duvarında ‘barbakan’ adı verilen su tahliye, drenaj sisteminin bulunmadığını, duvarının temel betonunun ince ve zemine kazık çakılmadan yapıldığını ve bu nedenle de biriken suya dayanamayarak temeliyle birlikte koparak sürüklendiğini görmekteyiz. Olayda vefat eden ailenin komşuları ve mahalle halkıyla yaptığımız görüşmelerde ise son derece vahim iddialar bulunmakta. Heyelan yığınının altında kalarak çöken evde hayatını kaybedenlerden Sait Çakar’ın, daha 15 gün önce bölgedeki heyelan tehlikesi konusunda yetkilileri uyardığı, yetkililerden yardım istediğini ve hatta ‘bu ev bize mezar olacak’ diye dert yandığını ancak bölgede gerekli tedbirlerin alınmadığı ifade edilmekte. Bu ihmal iddiaları son derece kaygı verici olup mutlaka araştırılması gerekmektedir.
Ayrıca, kurtarma faaliyetleri sırasında yaşanan ikinci heyelanda bir başka facianın eşiğinde dönüldü. Olay yeri güvenliği sağlanmadan, zifiri karanlıkta, yeterli aydınlatma yapılmadan ve gerekli tedbirler alınmadan başlatılan bu çalışmada, kurtarma ekiplerimizden ve sivil vatandaşlarımızdan ciddi şekilde yaralananlar oldu.
Heyelan altında kalan vatandaşlarımızın tahliyesi öncesinde, kurtarma ekiplerinin güvenli bir şekilde görev yapmasının sağlanması ve heyelan alanına görevi olmayanların dışında girişlerin önlenmesi gerekiyordu. Kurtarma operasyonun doğru yönetilmemesi nedeniyle bugün 21 canımızı daha yitirebilirdik. Oysa Arama kurtarma çalışmalarında temel prensip, öncelikle kurtarıcının can güvenliğinin sağlanmasıdır. Yine ekiplerimizin kendi üstün gayretleri sayesinde facianın büyümesinin önüne geçildi ve 21 canımız yaralı olarak kurtarıldı. Benzer facialar yaşanmasın diye olayı tüm boyutlarıyla incelemeye devam edeceğiz. Buradan bir kez daha hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyor ve tüm kurtarma ekiplerimize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.” dedi.