Hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini belirten Başkan posbıyık, Genel Müdür Aşkın Peker ve Milletvekili Saffet Bozkurt’un açıklamalarına sert sözlerle cevap verdi. ‘Karşıma OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem çıksaydı” diyen Başkan Posbıyık, Bozkurt’a da, “Ereğli’nin arsaları peşkeş çekiliyor, niye sesin çıkmıyor” dedi. Belediye Meclis Üyesi Avukat Yakup Şekip Okumuşoğlu’da açılan itiraz davasının gerekçelerini özetledi.
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, belediye meclis üyeleriyle birlikte makamında basın toplantısı düzenleyerek Erdemir’in Özel Endüstri Bölgesi olmasına karşı Danıştay’da itiraz davası açtıklarını açıkladı. Toplantıda Belediye Meclis Üyesi Avukat Yakup Okumuşoğlu’da açılan davanın gerekçelerini özetledi.
Başkan Posbıyık, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"PALAVRA ATILIYOR"
"Ereğli’de gündem Erdemir’in Özel Endüstri Bölgesi olması. Bunun için geçtiğimiz hafta basın toplantıları yapıldı. Milletvekili Saffet Bozkurt yine Aşkın Peker toplantı yaptı. Sallayan sallayana gidiyor, işin özüne hiç kimse girmiyor, herkes bir palavra atıp duruyor. Aşkın Bey bizim çok sevdiğimiz bir arkadaşımız. Akçakoca’lı. Ereğli çocuğu diye kendisine söylüyoruz. Keşke karşımıza onu çıkarmasalardı. Çünkü o, ‘Benim hiç bir yetkim yok, idare ediyorum’ diye olaylardan kaçıyordu ama onu karşımıza çıkardılar. Bundan evvel platform toplantısına beni davet etmediler, kaçtı. Çünkü Ereğli’ye yaptıklarının, acıların onun yüzüne karşı konuşmak isterdim. Aşkın benim çok sevdiğim bir arkadaşım, dostum ama yine de yanlışlarını söyleyeceğim, ifade edeceğim. Basın mensuplarının önünde sanki Ereğli halkını -son günlerde tabirler kullanılıyor kullanmayayım- anlamıyor bir şeyden diye düşünüyor herhalde, lafları kaçırıyor, daha öğrenmesi, yetişmesi lazım onun ama çok açıklar veriyor. ‘Karadeniz Ereğli'ye suyu bizden alıyorlar’ diyor. Senden almıyorum, biz devletten alıyoruz. O barajdaki suyun yüzde 69’u demirçeliğin kullanma suyu, yüzde 21'i belediyenin içme suyudur. Yüzde 10’u da DSİ’nin sulama suyudur. Devlet Planlama Ofisinde yapılan planlama bu şekildedir. DSİ son zamanlarda yüzde onu bıraktı, bizlere pay etti. Sayın Aşkın Peker kardeşim yani gözümüze baka baka yalan söyleme, mertçe konuş. Sende Ereğlilisin. Yarın bu milletin yüzüne sen ve senin gibi endüstri bölgesi yapılması için gayret gösterenler bakamayacaksınız. Bu bugünlük iş değil. Özel endüstrinin sıkıntıları hemen yarın belli olmayacak. Olsa bile ben tecrübelerime dayanarak bu işin içerisinden çıkarım. Bende bir faniyim. Yarın ne olacağımı bilmiyorum. Ama benden sonra gelenler, Ereğli’de nasıl sıkıntı çekecek, halk nasıl sıkıntı çekecek, göreceksiniz. İlk defa bugüne kadar asfalt ihalesi yapmadık, daha neler olacak neler? Şuan kimsenin bir şey anladığı yok tabi.
-HERKES AKIL VERİYOR, AKIL BİZDE-
Herkes akıl veriyor, külliyeden çağırıp akıl veriyorlar oraya buraya çağırıyorlar akıl veriyorlar. Bizim akla ihtiyacımız yok arkadaşlar. Akıl bizde. Bilinmeyen birşeyler varsa birbirimize sorarak öğrenebiliriz. Her şey tüm çıplaklığı ile ortada. 1960’larda ben demir çelikte çalıştım. Demirçeliğin gelişatını ben biliyorum. Hep bizi kandırdılar. Özelleştirilirken de kandırdılar. Şimdi bu büyük kandırmaca olmuyor, çoluk çocuğumuza ve torunlarımıza hepimiz mahçup olacağız. Ben görürüm veya görmem, göreceksiniz bunun neticelerini.
Ereğli sanayicisine 65 milyon dolar para dağıtıyormuşsun Aşkın bey. Nerde? kime dağıtıyorsun, listesini açıkla. 2 milyar para dağıtıyormuşsun Ereğli’ye. Bize niye gelmiyor bunlar. Sen o paraları nereye dağıtıyorsun, listesini açıkla. Omsan’a mı harcıyorsun? Oypa’ya mı harcıyorsun? Oyak SGS’ye mi harcıyorsun? Oylin’e Liman’a mı harcıyorsun? Nereye harcıyorsun, söyle. Listeyi açıkla beni de inandır. Millete böyle yuvarlak laflarla anlat anlat geç, yok öyle hikayeler. Açıklayacaksın tek tek şu kadar tamir bakım işlerini sanayide şuna yaptırdım diye. Müteahhitlerin çoğu zaten dışarıdan gelen insanlar. Hep gözümüze baka baka bizleri kandırıyorlar, çok üzülüyorum.
-EREĞLİ'DEN İŞÇİ ALINMIYOR, MİLLETVEKİLLERİNİN YANDAŞLARI ALINIYOR-
Ereğli'den işçi almıyorsun. Alıyorsun milletvekillerinin yandaşlarını, torpille alıyorsun. Ama diğerlerini siyasi ağırlığı olan Karabük, Kırıkkale, Ankara gibi yerlerden alıyorsun. Mühendisleri de öyle yapıyorsun. Almayacaksın da. İstihdam falan yapmıyorsun. Kendi çıkarttığı verilerde 2012'de 4 bin 732 çalışıyor, özel endüstri bölgesi ilan edildiği gün sayı 3 bin 969'a düşmüş vaziyette. Kendin yayınladın bu verileri oradan alıyorum. Şuanda içeride büyük kargaşalar var, çift maaş alanlar, EYT’liler, OYPA 20 senenin üzerinde daha hala kadroya geçmedi. Takas olmuyor. Mühendisler, belediyedekilerden daha az maaş alıyoruz diye ayrılmaya başladı. Bunları bilmiyormuyuz, bizi ayakta uyuyor mu sanıyorsunuz? Bunları Ankara’dan öğrenmiyoruz, buradan öğreniyoruz. 2 tane mühendis arkadaşı çağırın, anlatacaklar.
‘Ben diyor, filitreleri kapatmıyorum’ diyor. Yav bir insan filitreleri kapatabilir mi? Öyle bir şey söylemiyoruz ki sana, niye yalpa yapıyorsun Aşkın. Ben sevgili dostum, arkadaşım, kardeşim. Sen iyi bir çocuktun, nasıl oldu, senide bu durumlara getirdiler mi? Filitreler çok pahalı bir meta. Ta devlet zamanından beri uğraşıyorum bu işlerle. Bunlar çok pahalı olduğu için miadı dolduğu zaman değiştirmiyorsun, kapatırmı bir insan. Sana ben öyle bir şey diyebilirmiyim. Ya Aşkın’cım senin gibi temiz bir insanı da yetiştiriyorlar. Ama beceremiyorsun bu işleri.
-BİSKİVÜ FABRİKASI MI BURASI-
Aşkın bey öyle bir anlatıyor ki cevher stoklarından çıkan tozları, Göztepe'ye gelen sarı tozları, balkonlardaki tozları. Ben 25 yıldır bunları dinliyorum, ‘Üzerine teraslama yapacağız, bu tozlar çıkmayacak’ diye. Yapmıyorsun. Halk sağlığını düşünmüyorsun. Benim çaycımın ağabeyi lösemi oldu. Her gün hasta vakaları artıyor. İnsan sağlığına bakmıyorlar sadece para para. Öyle bir anlatıyor ki ‘Ereğli'nin göbeğine sanki Erdemir ağır sanayisi kurulmamış’ da bisküvi fabrikası kurulmuş, bisküvi fabrikasından bahsediyor. Safmı sanıyorsun sen Ereğli halkını. Burası bisküvi fabrikası mı? Ağır sanayide mutlaka kirlilik olacak, bizde biliyoruz. Bildiğimiz halde bu belli bir normlarda olur, kabul etmiyorsan da çeker gidersin. Biz kabul etmişiz kalmışız ama siz bu normları şaşırdınız. Kerçep'in açıklandığına göre 180 gün solunum bozukluğu yaşamış Ereğli. Yani gaz salımları olmuş. Bunların hepsi yazıyor, Ankara'ya gitmeye gerek yok. Mahvedip diyetini de vermiyorlar. Halka dönük bir şey yapmıyorlar.
-2 BİN 400 METRE KARE PEŞKEŞ ÇEKİLDİ-
Şimdi Erdemir Genel Müdürü ve yetkililerine bir şey soruyorum? Bizim esas soru sorduğumuz şu: Bana diyorsun ki ‘belediyenin bilançosuna girdim yüzde 40'lık Erdemir’den bir şey almıyorlar. Yapma, etme, çocuk çocuk olmayın.
Biz öyle birşey demiyoruz.
İyi dinle beni Genel Müdür!
Erdemir'in içerisinde 2 milyon 400 bin metre kare hazine arazisi var. Bu hazine arazisinin tutarı 9 milyar Türk lirası. Bugünkü rayiç bedellere göre. Bunun üzerine gecekondu gibi binaları yaptığın için 4706 sayılı kanuna göre bu hazine arazilerini işgaliyecisine belediye satmak zorunda. Biz belediye olarak bunu size satacağız. Kanun bu yetkiyi veriyor buradan 9 milyarlık paranın 3.5 milyarını Karadeniz Ereğli Belediyesi alacak, 5.5 milyarını devlet alacak, halk alacak.
Biz size bunu soruyoruz? Yüzde 40 gelirimiz gitti derken de Aşkın Peker bundan bahsediyorum sana. Ama işinize gelmiyor, konuları saptırıyorsunuz, peşkeş çekiyorsunuz. Bu halkın paralarıyla alınmış 2 milyon 400 bin kare hazine arazilerini peşkeş çekiyorsunuz. Bunun için mahkemeye gittiniz. Danıştay reddetti. Bizde mahkeme açtık, bu 2 milyon 400 bin metrekare yeri bedelsiz vermeyiz diye mahkeme reddetti. Alamayınca kıvranmaya başladınız. Özel Endüstri Bölgesi olmasının sebebi ne? 2 bin 400 bin metre kare arsayı peşkeş çekmek. Özel Endüstri Bölgesinden maddelerinden yararlanmak suretiyle 2 milyon 400 bin metre kareyi uhdesine geçirdi. Saffet Bey sende duy. Endüstri bölgesine tamam diyorsunuz ama hiç değilse Ereğli’nin yerlerinin, halkın yerinin peşkeş çekilmesine izin vermeyin, tarih sizi kötü yazacak. 15 Dönüm belediyenin arsası var, aldı gitti elimizden. Bu arsa benim değil vatandaşın. 450 tane zilliyet dosyası var vatandaşın paraları ödenmemiş. Bunlara da el konulmuş vaziyette. Bizim bağırmamızın sebebi bu.
Sen diğer tarafını soruyorsan bilançolara bakma sen kendi bilançondan haberin yok. Benim bilançoyu nasıl okuyacaksın sen. Yıllık 250 milyon lira kaybım var. Bu kayıpla beraber karşılığını bana vermediklerine göre vatandaşa asfalt, parke dökemeyeceğim, belki suyu götüremeyeceğim. Ben bunun içerisinde yaşıyorum, tane tane herşeyi biliyorum. Ereğli Belediyesi eğer bundan sonra çöpü alıp suyu getirebiliyorsa maaşı verebiliyorsa en başarılı belediye başkanıyım demektir. Bu mücadeleyi bugün için yapmıyorum, tecrübelerimle ben belediyeyi götürürüm, benden sonrası tufan. Bende faniyim nihayetinde. Beceremezler işte gördük 2014'de aldılar Belediyeyi. Saffet Bey diyor ki ‘Orda bir tente var, belediyenin yeri yapamadılar yıllardır’ diyor. Senin pisliğini temizlemeye çalışıyorum yıllardır. AK partili dönemde yapılan uygulama. Şuanda Anıtlar yüksek kurulunda sıva dahi yaptırmıyorlar, izin almaya çalışıyoruz. var çekemediler orayı diyor sizin pisliğinizi temizliyoruz. Senin pisliğin Saffet. Boyuna konuşuyorsun, Endüstri bölgesi hakkında bilgi vermeye mi geldin yoksa yaptıklarını anlatmaya mı geldin. Bu memlekete ne Veysel Atasoy bir şey yapmış, ne Zeki Çakan, ne Barutçu, ne Ercan, ne Fazlı bir şey yapmış. Halil Posbıyık zaten hiçbir şey yapmamış. Eğer ben birşey yapmadıysam 1994'den beri belediyeyi benden niye alamıyorsunuz, delikanlıysan gel al belediyeyi elimden. Bana karşı dikkatli konuş ben yerel iktidarda birinci partiyim. Sen madem çok dürüst, iyi bir milletvekilisin? 2 milyon 400 bin metre kare arsa peşkeş çekildi diyorum sana bir daha söylüyorum. 15 dönümde benim yerim var, aldılar gittiler, vatandaşların zilliyeti var. Hadi bununla uğraşsana. Endüstri bölgesine karşı çıkamıyorsun, yukarıdan sıkıyorlar, sıkar biraz. Tabiki ne derlerse he diyorsun.
-SAFFET BOZKURT’UN DEMEÇLERİ PALAVRA-
O verdiğin demeçlerin hepsi de palavra. Benimle de hiçbir şey konuşmadın. Özel Endüstri için ben seni sıkıştırdım. Yalvardım, Fatih Çakır İlçe Başkanıyken aldı götürdü bizi Sanayi Bakanı Varank’a. Komisyon kurulacaktı, sende bizi al götür dedim sende hee,hee,hıı dedin getirmedin. Ama basın toplantısında ‘Halil Posbıyık'a gittim’ falan diye. Sen bana hiç gelmedin ki? Bu odanın şeklini biliyormusun? Yalan söylemeye gerek yok, arkadaşım, hemşerim. Dürüst olalım birbirimize. Ben seni aradım.
-KIZ TAKIMINI DA KAYMAKAMLA BİRLİKTE SAFFET YAKTI-
kız takımını da sen yaktın Kaymakam beyle birlikte. Bana 70 Bin lira parayı ödeyin dediniz, ödedik, fikstüre girdik zaman yaklaştı diyorum bakacam edecem. Fikstür ilan edildi, 500 Bin Trabzon uçak yol masrafları, 200 bin lira ceza 770 bin lira, takımda lige katılamadı. 770 Bin lirayı versene Kaymakam bey, Saffet Bey. Sen anlatıyon onları yapmışsın, bunları yapmışsın. Biz bir şey görmüyoruz. Sen benim Kaymakamlık binasını yaptın mı? Koskoca ilçe, il olmaya aday. Halen daha kaymakamlık binası yok bundan bahset bana. Gariban belediyeye bir taraftan Erdemir bir taraftan siz vuruyorsunuz. Şuan Kaymakamlık benim yerimde. Orada benim yerim var. Kaymakamlıktan bir lira kira almıyorum, yazık günahtır bana. Saffet bey hala kira almıyorum 2018 den bu yana bedava oturuyorlar orada. O parayı verin bana ki, Kaymakam beye geçen anlattım artık paramı verin dayanamıyorum dedim. Kira verin, bir şey takdir edin.
-DELİKANLIYSAN BUYUR AL-
Saffet Bey, bana ikide bir Yaraşlıdan, köprüden, olmayan işlerden bahsediyorsun. Bugüne kadar sana saygılıydım şu basın toplantısında Halil Posbıyık birşey yapmıyor, diyorsun. O zaman buyur al belediyeyi benden. Beni kızdırma önümüzdeki dönemde aday olurum ha, havanı alırsın. Erken seçim yaklaşıyor. Zaten öyle bir şey düşünüyorum, yada milletvekili adayı. Bu özel endüstrini ağır ağır anlamaya başlayacak halk, hesabını seçimlerde verdirttireceğiz. O Parti bu parti demiyorum ama mevcut milletvekilleri gidecek. Benim lafımın sağı, solu yoktur, eğirisi, büyrüsü yoktur. Ne yaptılar bu memlekete, ne yapıyorlar, yüzlerini göremiyoruz.
Mukaddes kitabım üzerine, Allah'mın üzerine yemin ediyorum ki demir çelik benden bir adam almadı, aldırmadım ama ben hangi milletvekilinin, zonguldaktaki milletvekilinin adam aldırdığını biliyorum. İkide bir, yok ben aldırmadım, yok İngilizce biliyordur, bilmiyordur, kıvırmaya gerek yok, sağır sultan bile biliyor. Yandaşlarınızı dolduruyorsunuz. Kutsal kitabım üzerine yemin ediyorum ben bir tek kişi koymadım. Zaten halk için kavga ediyorum onlar da geçim kaynakları için iyi geçinmeye çalışıyorlar, yağ çekiyorlar.
-ZIRHLI ÇELİĞİ MANİSA'YA NİYE GÖTÜRDÜNÜZ-
Evet Sayın Genel Müdürüm, Bisküvi fabrikasının genel müdürü. Sana saygılar sunuyorum. Herkesi kandırdığını zannedebilirsin ama beni kandıramazsın. Çünkü 62’de temelde benim alınterim var o fabrikada, her şeyini biliyorum. Niye bu kadar endüstri bölgesinin üzerine düşüyorlar, külliyeden oradan buradan çağırıyorlar. Ne iştir bu iş, beni Külliye’den bir kere çağırmadılar.
Göztepe'de yapılan yemekli toplantıda sorulmuş, Göztepe Sahası ile Metal Koop orayı aldık demiş alan içerisine. Genel Müdürün söylediklerine yanlış söylettiriyorlar herhalde. Zırhlı çeliği Manisa'ya götürdük diyor. Siyasiler götürdü bunları bilmiyor muyuz? Burada o kadar yer var sen zırhlı çeliği Manisa'ya götürüyorsun. Siyasiler götürdü burada siyasetçi olmadığı için, bende dahil."
"BEN SATIŞTAN BAHSETMEDİM"
Başkan Posbıyık, bir gazetecinin "Daha önce söylediğiniz Erdemir'in satış iddiasında ısrarcı mısınız?" sorusuna da, "Ben satış iddiasında bulunmadım, dikkatliyim, duyum aldığımı söyledim. Dün bir toplantıdaydım yine Erdemirliler satıştan bahsediyor. Biz satış olacak diye iddiada değiliz. Neden, bunların aceleciliklerinden. Bunlar ayıplı mal aldılar, 2 bin 400 metre kare hazinenin yeri, hisseli yer. Ben duyumlarımı söyledim, öyle bir iddiam yok." cevabını verdi.
AV. OKUMUŞOĞLU, GEREKÇELERİ ÖZETLEDİ
Meclis Üyesi Avukat Yakup Şekip Okumuşoğlu da basın toplantısında açılan itiraz davasının gerekçelerini özetledi.
Okumuşoğlu şunları söyledi:
“Değerli Ereğli Halkı,
Bugün, Karadeniz Ereğli'nin kaderini doğrudan etkileyecek bir kararın karşısında büyük bir haksızlıkla karşı karşıyayız. Erdemir Fabrikası’nın mevcut fabrika sahasının özel endüstri bölgesi ilan edilmesi, şehrimizin sadece ekonomik ve sosyal yapısına değil, aynı zamanda kentimizin geleceğine de büyük bir darbe vurmuştur.
Bir Şirketin Kârı mı, Şehirde Devam Eden Yaşam mı?
Verilen bu karar, açık bir şekilde gösteriyor ki tercih, bir şirketin kârından yana yapılmıştır. Şehirde devam eden yaşam, halkımızın huzuru ve refahı, bu kararla bir kenara itiliyor. Sormak istiyoruz: Bir şirketin daha fazla kâr etmesi mi önemli, yoksa bu şehirde sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yaşam süren on binlerce insan mı? Halkımızın yaşam kalitesini düşürecek, çevresel ve ekonomik dengesini bozacak bu karar, şehrimizin geleceğini tehlikeye atmaktadır.
Ereğli Belediyesi’nin Gelirleri Kısıtlanıyor, Halkımızın Hizmet Alımı Zorlaşıyor!
Bu karar, belediyemizin gelirlerini büyük ölçüde azaltacak ve bu durum doğrudan halkımızın hizmet alımında büyük aksamalara yol açacaktır. Belediyemizin elde ettiği emlak vergileri ve diğer gelirler bu karar ile birlikte eriyecek, şehrimize sunulacak hizmetlerin kapsamı daralacaktır. Peki ya halkımız? Alt yapı hizmetleri, sosyal projeler, kültürel etkinlikler ve daha niceleri bu gelir kaybıyla birlikte sekteye uğrayacak. Çocuklarımızın parkları, gençlerimizin spor alanları, yaşlılarımızın sosyal hizmetleri bu kararla birlikte nasıl finanse edilecek?
Belediyelerin Eli Kolunu Bağlamaya Çalışıyorlar!
Ne yazık ki, bu özel endüstri bölgesi ilanı ile belediyelerimizin hareket alanını daha da daraltmak, yatırım yapmamızı engellemek istiyorlar. Bugün belediyelerimiz, İller Bankası’ndan gelen payların azaltılması, tasarruf tedbirleri genelgesi ile kısıtlanan harcamalar ve yatırım engelleriyle mücadele etmek zorunda bırakılıyor. Şimdi de bu özel endüstri bölgesi kararıyla gelirlerimizi sıfırlayarak, belediyelerin elini kolunu bağlamak istiyorlar! Bu karar, sadece Ereğli Belediyesi’ne değil, özellikle muhalefet partilerine mensup belediyelerin tamamına yönelik bir engelleme politikasının parçasıdır. Halkın iradesi ile seçilmiş belediyeler, yasal düzenlemelerle verilen yetkilerini kullanamaz hale getiriliyor. Bu durumları halkımız görsün, duysun!
Kâr Hırsı ve Arkasındaki Güçler!
Bu kararın arkasındaki güçler, bir şirketin kâr hırsını gözeterek, halkımızın refahını, sağlığını ve geleceğini hiçe saymaktadır. Amaç sadece Erdemir’e daha fazla kâr sağlamak değil, aynı zamanda muhalefet partilerine mensup belediyelerin halka hizmet etmesini engellemektir. Bu karar, halkımızı cezalandırmak, kentimizi geliştirmek için gösterdiğimiz çabayı baltalamak için alınmıştır. Belediyelerimizin eli kolu bağlanarak, halkımızın daha iyi hizmet alması engelleniyor.
Erdemir Zaten Yapılaşmasını Tamamlamıştı, Neyi Eksikti?
Erdemir, zaten yapılaşmasını tamamlamış, devasa bir fabrika sahasına sahipti. Peki, bu durumda neyi eksikti ki bu karar alındı? Erdemir’in daha neye ihtiyacı vardı ki belediyenin gelirlerini ortadan kaldıracak, halkımızı mağdur edecek bir özel endüstri bölgesi ilanı gerekli görüldü? Bu kararın amacı nedir? Sadece bir şirketin daha fazla kâr etmesi için mi halkımızın refahı göz ardı ediliyor? Bu soruların cevaplanması gerekiyor!
Erdemir’in Kirlettiği Deniz, Erdemir’in Havaya Saldığı Gazlar…
Yıllardır bu kentin insanı olarak fedakârca sustuk. Erdemir’in kirlettiği deniz, havaya saldığı zararlı gazlar, her gün soluduğumuz havayı ve içtiğimiz suyu kirletirken ve tüm idare bunu seyrederken, “Bizim Erdemirimiz” diyerek sineye çektik. Sağlığımızdan ödün verdik, çocuklarımızın geleceğini düşünerek sessiz kaldık. Ancak artık bu fedakârlıklara katlanmayacağız! Bugüne kadar gösterdiğimiz anlayış ve iyi niyet karşılıksız kaldı. Erdemir artık bizim Erdemirimiz değil!
Bu karar, Ereğli halkının fedakârlıklarının karşılığı değildir. Bundan sonra, Erdemir’den kaynaklı en küçük çevresel etkiye karşı mücadelemizi büyüterek devam edeceğiz. Kentimizin havasını, suyunu, toprağını korumak için gerek hukuki gerek toplumsal her türlü mücadeleyi vereceğiz! Çünkü bu şehirde yaşamak, temiz hava solumak, sağlıklı bir çevrede yaşamak bizim en doğal hakkımız!
Belediyenin Gelirleri Sıfırlanırken, Şirket Karına Kar Katıyor!
Bu karar sadece belediyemize darbe vurmakla kalmıyor, aynı zamanda özel bir şirketin kârını artırırken, halkımızın refahını hiçe sayıyor. Erdemir, zaten yapılaşmasını tamamlamış olan bu alanda ek bir yükümlülük altına girmeden, ekstra vergi ve harçlardan muaf tutulacak. Şirket kârına kâr katarken, bu şehirde yaşayan insanlar hizmetlerden mahrum kalacak! Bu adaletsizliktir, bu haksızlıktır!
Ereğli Halkı Ödeyecek, Şirket Kazanacak!
Belediye olarak halkımıza daha iyi hizmet verebilmek için büyük bir çaba sarf ederken, bu karar halkımızın sırtına ek bir yük bindirmektedir. Bugün bu karar, yarın belki de daha büyük kayıplara yol açacak. Şirket, devasa gelirleriyle yoluna devam ederken, Ereğli halkı altyapı eksiklikleri, sosyal hizmet yetersizlikleri ve daha birçok sorunla boğuşmak zorunda kalacak.
Bu Gerekçelerle Dava Açtık!
Halkımızın mağduriyetini gidermek, Ereğli’nin haklarını savunmak adına bu kararın iptali için yasal yollara başvurduk. Belediyemiz olarak, bu haksızlığa karşı hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu süreçte halkımızın da yanımızda olmasını bekliyoruz. Biz Ereğli için, halkımız için buradayız ve bu mücadelenin sonuna kadar arkasında olacağız.
Halkımız Cezalandırılıyor, Bu Duruma Sessiz Kalınmasın!
Bu karar, sadece Ereğli halkına değil, tüm belediyelere ve dolayısıyla tüm ülkeye verilen bir gözdağıdır. Bu hukuksuzluğa, adaletsizliğe sessiz kalınmasın! Bu karar, muhalefet belediyelerini çalışamaz hale getirirken, halkımızı cezalandırmaktadır. Kazanan, rant peşinde koşanlar olurken, kaybeden Ereğli halkıdır. Bu adaletsizliğe, bu kâr hırsına karşı hep birlikte sesimizi yükseltelim!
Ereğli Halkı Olarak Birlikte Karşı Duracağız!
Bizler bu şehirde doğduk, bu şehirde büyüdük ve bu şehrin geleceği için çalışıyoruz. Erdemir bizim için önemli, ancak hiçbir şirket Ereğli’nin geleceğinden, halkımızın refahından daha önemli olamaz! Bu kararın Ereğli’ye vereceği zararların farkındayız ve buna karşı hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Ereğli Belediyesi olarak halkımızın haklarını savunmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Bu süreçte siz değerli halkımızın desteğine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Gelin, bu adaletsizliğe birlikte karşı duralım. Kentimizin, çocuklarımızın ve geleceğimizin yok sayılmasına izin vermeyelim!
Ereğli Bizimdir, Ereğli'yi Ranta Teslim Etmeyeceğiz!”